DEVA Partisi Milletvekili Burak Dalgın, 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve Türkiye'nin farklı illerini etkileyen depremlerle ilgili olarak, eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un yaptığı, toplumda geniş yankı bulan açıklamalara dikkat çekti. Kurum'un bir televizyon programında dile getirdiği, "130 bin canımız gitmiş. 11 ilde deprem oldu, İstanbul 11 ile yetişir." ifadeleri, kamuoyunda endişe ve tartışmalara neden oldu. Bu açıklamaların ardından Dalgın, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya yönelik bir soru önergesi hazırladı. Önergede, depremlerde hayatını kaybeden vatandaşların sayısı, deprem bölgesindeki GSM aboneleri ve kredi kartları hakkında bilgi talep edildi.
Soru önergesinde yer alan temel sorular şunlardır: "6 Şubat 2023 depremlerinde hayatını kaybeden kaç vatandaşımız vardır?", "Deprem sonrası sinyal alınamayan GSM abonesi ve kullanılmayan kredi kartı sayısı nedir?" ve "Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan depremlerde toplam kaç vatandaşımız hayatını kaybetmiştir?". Bu sorular, depremle ilgili somut verilerin kamuoyu ile paylaşılmasını ve yaşanan felaketin boyutları hakkında resmi bir açıklığa kavuşturulmasını amaçlamaktadır.
Dalgın, verdiği soru önergesiyle, Kurum'un açıklamalarının yeniden gündeme getirdiği kayıp sayısı tartışmalarına dikkat çekerek, depremin yarattığı yıkımın ve kayıpların resmi rakamlarla netleştirilmesinin önemine vurgu yapmaktadır. Aynı zamanda, deprem bölgesindeki iletişim ve finansal aktiviteye dair kesintilerin boyutu hakkında da bilgi talep ederek, afet sonrası yaşanan sosyal ve ekonomik etkilerin derinliğini ortaya koymayı hedeflemektedir.
Bu soru önergesi, depremle ilgili net verilerin ve bilgilerin kamuoyuyla paylaşılmasının önemini ortaya koyarken, afet yönetimi ve iletişiminin şeffaflığının altını çizmektedir. Vatandaşların ve yetkililerin, yaşanan büyük felaketler karşısında doğru bilgilere ulaşabilmesi, alınacak önlemler ve gelecekteki afetlere hazırlık açısından kritik öneme sahiptir. Bu bağlamda, Dalgın'ın önergesi, depremler ve genel olarak afet yönetimi konusunda daha fazla şeffaflık ve hesap verebilirlik talebinin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir.